FETÖ’nün İstanbul Üniversitesi yapılanmasına ilişkin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eski başdanışmanı Fatih Gürsul'un yeniden yargılandığı davada mütalaasını açıklayan savcılık, Fatih Gürsul'un ‘örgüt üyeliği’ suçundan 15 yıla kadar hapsini talep etti.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) İstanbul Üniversitesi'ndeki (İÜ) akademik yapılanmasına ilişkin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eski başdanışmanı Fatih Gürsul'un yeniden yargılanmasına devam edildi. İstanbul 25.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada tutuksuz sanık Fatih Gürsul ve avukatı hazır bulundu. Mahkeme Başkanı, celse arasında Bylock'un lisans sahibi tanık Alpaslan Demir'in (David Keynes) avukatı aracılığıyla rahatsızlığı nedeniyle bugünkü duruşmaya katılamayacağını bildirdiğini belirtti.
Gizli tanık beyanda bulundu
Duruşmada SEGBİS aracılığıyla dinlenen gizli tanık Karadeniz, Cebeci bölgesinde farklı evlerde kaldıklarını söyleyerek, ‘'Kendisi de Cebeci stadının yakınlarında bir evde kalıyordu. Benim evim, kaldığım ev gibi cemaate ait bir evdi. Sanığın kaldığı evine gitmiştim. Tam hatırlamamakla birlikte Ahmet Hamdi Parlak ile yakın dostlukları vardı. Kendisini 2000'li yıllardan sonra bir daha da hiç görmedim, ta ki darbe olana kadar. Alpaslan Demir(David Keynes) bu kişiyle de tanışıklığı vardır. Bylock programının patenti olan kişidir. Bu kişiyle de dostlukları vardı. Sanık o zaman evde kalan birisiydi, talebelere ders anlatırdı. Eve gelen öğrencilere de ders anlatırdı'' dedi.
"O evde askeri okullara öğrenci hazırlanıyordu, örgüte adam yetiştiriliyordu'
Gizli tanık Karadeniz beyanının devamında, ‘'Alpaslan Demir Ankara/Cebeci ilçesinde bir evde kalıyordu, birkaç kişi daha bu evde 4 kişiyi kontrol altında tutmak amacıyla bu eve gidip geliyordu. Eve gelen öğrenciler askeri okullara hazırlanan öğrencilerdi. Kaldığımız evler cemaat eviydi. Kendi evimizde ne yapılıyorsa, sohbet ve Fethullah Gülen'in videolarını izletme gibi, bunlar diğer cemaat evlerinde de yapılıyordu. Örgütün abileri bu evle ilgili emirler verirdi. Sonuçta o evde askeri okullara öğrenci hazırlanıyordu, örgüte adam yetiştiriliyordu. Fethullah Gülen'e bağlı bir evdi.
Önemli bir adamın adını hatırladım, Enes Kod isimli Hüseyin Çelik. Kendisi şu an Amerika'da. Alpaslan Demir cemaatten atılmıştı, batı çalışma grubuna bildiklerini anlatacağı şeklinde bilgi edinilmiş. Cumhuriyet Gazetesi yazarı Hikmet Çetinkaya'ya yargıda mahrem yapılanmayla ilgili bilgi ve ordudaki birkaç FETÖ'cü subayların ismini vermiştir. Ened Kod, o bölgenin abisiydi, sanığa talimat verdiğine şahit olmadım. Bunlar mahrem bilgilerdir, bizim bilgimiz olması söz konusu değildir'' ifadelerini kullandı.
Duruşmada diğer bir tanık Yasin Ugan ise SEGBİS aracılığıyla verdiği beyanında sanık Fatih Gürsul'u tanımadığını ve kendisini ilk kez gördüğünü belirtti.
"Askeri öğrenci ile ne tanıştırdım ne de çalıştırdım''
Sanık Fatih Gürsul ise yaptığı savunmada kesinlikle öğrenci evinde kalmadığını ifade ederek, ‘'Kalmadığımı ikametimle ispatlayabilirim. Askeri öğrenci ile ne tanıştırdım ne de çalıştırdım. Gizli tanığın ifadelerine kesinlikle katılmıyorum. Az önce bana okumuş olduğunuz isimleri tanımadığımı söyledim ancak ben birçok projede bulundum. Akademisyenim, danışman olunca basında da çıktım. Beni o zamanlar, benimle lise-üniversite arkadaşı olduğunu söyleyerek arayanlar oluyordu. Gizli tanık beni 20 yıl görmediğini söylemiştir, bana ulaşamaması mümkün değildir. Sürekli insanların göz önünde bulunan bir kişiyim'' dedi.
"1 tane anahtar kelime çıkmamış''
Gözaltından beri söylediği bir husus olduğunu belirten sanık Fatih Gürsul, "Ben 30 Ocak 2015 tarihinde telefonumu satın almıştım. Bylock tespit tutanağında Ağustos 2014 yılında kullanıldı diyor. Bunun incelemesini takip ediyorum. Gözaltına alındığım zaman dijitallerim benden alındı, bilirkişiye gönderildi. 300 küsür tane FETÖ'ye ilişkin anahtar kelimeler tarandı. 1 tane anahtar kelimenin çıkmamış olmasını da sizin takdirinize sunuyorum'' ifadelerini kullandı.
Sanık Fatih Gürsul'un avukatı, gizli tanığın belirsiz tarihlerde belirsiz yerdeki kişilerden bahsettiğini, müvekkilinin Alpaslan Demir ile teması olmasının mümkün olmadığını ve dosyaya gerçeği yansıtmayan şeyler getirdiğini söyleyerek sanığın hakkındaki adli kontrolün kaldırılmasını istedi.
Mütalaa açıklandı
Duruşma esasa ilişkin mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, sanık Gürsul'un GSM hattından bağlantı sağlayarak Bylock programı kullanarak örgüt yapılanmasına dahil olduğunun anlaşıldığını, sanığın FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olarak örgüte ait süreklilik, yoğunluk gösteren eylemlerde bulunduğu iddiasıyla 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.
Mahkeme, tanık Alpaslan Demir'in dinlenmesinin dosyaya yenilik katmayacağını belirterek dinlenmesinden vazgeçilmesine hükmetti. Heyet, sanığın mütalaaya karşı savunma yapması için süre verirken, ayrıca sanığın yurtdışına çıkış yasağının devamına da karar verdi.
Mahkeme heyeti, sanığın sunduğu faturanın, ilgili GSM şirketinden istenmesine de karar vererek duruşmayı erteledi.
Olayın geçmişi
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesince 26 Aralık 2017 tarihinde karara bağlanan davada sanık Fatih Gürsul, ‘silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 10 yıl 6 ay hapse çarptırılmıştı. Mahkeme, diğer sanıklar Adem Sezgin Uzun, Elif Yaprak Saraç, Fatih Mehmet Keleşoğlu, Hakan Doğan, Kasım Karagöz, Muhammet Akif Altun, Mustafa İsmail ve Uğur Tuncel'i, ‘silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 9'ar yıl hapis cezasına mahkum etmişti. Heyet, sanık Turgay Atasoy'u ise aynı suçtan indirim uygulayarak 7 yıl hapse çarptırmıştı.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, 14 Mart 2018'de verdiği kararla, 10 sanığın ‘silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan aldıkları hapis cezalarını onamıştı. Kararı değerlendiren Yargıtay 16. Ceza Dairesi ise, 19 Temmuz 2020'de usulü eksiklikler bulunduğu gerekçesiyle kararı bozmuş, sanık Fatih Gürsul'un tutuklu kaldığı süreyi de göz önünde bulundurarak tahliye etmişti.
Bozma sonrası yapılan duruşmada mahkeme heyeti, sanıklar Mustafa Keleşoğlu ve Fatih Mehmet Keleşoğlu dışındaki sanıkların eylemlerini iştirak halinde işlememiş olması ve eylemlerinin bireysel olarak değerlendirilecek olması nedeniyle dosyalarının ayrılmasına ve tek tek yargılanmalarının devamına karar vermişti. Bu kapsamda sanık Gürsul'un dosyası da ayrılmıştı.
İlgili Galeriler