Vicdansızlığın Da Bu Kadarı!

Kayseri’de, adliye koridorlarında ya da mahkeme salonlarında hep birbirinden ilginç olaylara tanıklık ediyoruz… Her gün farklı hikayeler…

Vicdansızlığın Da Bu Kadarı!
24 Kasım 2021 Çarşamba 15:49

‘Yok artık, daha neler duyacağız’ derken,  ertesi gün duyduklarımız  ise, daha duyacağımız çok şeyin olduğunu söylüyor…
Yine bir gün adliyede duruşma öncesi bir avukat selam verdi..
 Yazdığım haberi hatırlattı…
Sonunda söyledikleri ise beni de adeta şoke etti..
Geçenlerde bir cinayet davasını haberleştirmiştim…
Baba, kendisini öldürmeye çalıştığını öne sürdüğü oğlunu öldürmüştü…
Haberin sonunda, oğlunu öldüren babanın İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk edileceğini yazmıştım…
Haber yayınlanır yayınlanmaz, bir kişi aile ile irtibata geçerek, onları dolandırmak istemiş…
Çok enteresan değil mi?
Bir o kadar da vicdansızlıkla dolu bir olay bu…
Neden mi?
Zaten, habere konu kişi oğlunu öldürmenin vicdan azabını, acısını ve çaresiz kalmasının getirdiği durumu  en belirgin bir şekilde yaşıyor…
Duruşmalarda ki hali, yaşa bağlı ayakta durmakta zorlanan bir duruşu var…
Diğer yanda özgürlüğünün arkasında bıraktığı torunlarını düşlüyor…
Her duruşmada, ‘Torunlarımın yanına gitmek istiyorum. Onlar bensiz ne yapacak?’ diyor…
Suçluyu korumak bir gibi durum içerisinde değilim..
Sakın ola yanlış anlaşılmasın…
Yargılama süreci devam ediyor, Türk adaleti deliller ışığında sanığa cezasını verecektir..
Evet, ortada bir cinayetin sanığı var..
Ama, bu olaya konu olan kişiler onun dışarıdaki yakınları…Ve, o ailenin yakınları bir yandan aileden birinin hayata veda etmesinin acısını diğer yanda ise, babalarının cezaevinde olmasının hüznünü birlikte yaşıyor…
Diğer taraftan da, avukat tutarak, bir takım maddi harcamalar yaparak, babalarını özgürlüklerine kavuşturmak için maddi ve manevi ellerinden gelen her şeyi yapmaya çalışıyor…
Bu sırada, vicdansızın biri geliyor ve aileyi dolandırmaya kalkıyor…
Evet, yanlış duymadınız…
Haberde, okuduğu bir cümle ile aileyi cep telefonundan arayarak, ‘babanızın İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk edilmesi gerekiyor. Cezaevinden arıyorum. Para yatırmanız gerekiyor’ diyor…
Bakar mısınız?
Kimin aklına gelir?
Kaostan beslenen tipler vardır ya…
Bir sorundan kendisine pay edip, oradan nemalanmak ister…
İşte, tam da öyle bir durum…
Aile, ilk başta şaşırıyor ve hemen avukatlarına haber veriyor…
Avukatın, aile uyarması sonucu bir dolandırıcılık teşebbüsü böylelikle sona eriyor…
Eğer, aksi olsa..
Yani, ilk önce avukata haber vermese, o arayan kişinin talebini yerine getirdikten sonra avukatını aramış olsaydı, artık çok geç olabilir ve aile belki de elinde avucunda ne varsa, o kişiye vermiş de olabilirdi…
Biz de, buradan bir kez daha uyaralım..
Devletimiz, güçlü bir devlettir. Asla, sizden cezaevinde ki bir yakınınız için para talebinde bulunmaz…
Siz, kendiniz yakınınıza cezaevindeki ihtiyaçları için para gönderebilirsiniz…Ancak, devlet, her hangi bir kuruma sevk işlemi sırasında sizden para talep etmez…
Söz konusu kişi muhtemelen, aileyi tanıyan biridir. Yoksa, bir kişi haber yayınladığı gün, ailenin numarasını nereden bulacak?
Ailenin psikolojik durumunu iyi analiz etmiş biri olmalı…
Bunu avukat beye de ifade ettim…
Çok ilginç bir durum…
Dediğim gibi son derece vicdansız bir yaklaşım bu…
Biz de buradan, cezaevinde kader mahkumu olan yakınları olan kişilere uyarıda bulunalım…
Sakın ha, böyle vicdansız kişilerin dolandırıcılık yöntemlerine inanmayın…


Etiketler; #SAMED AYDIN SUN

İlgili Galeriler
Yorum yapabilmek için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.